Haber

Durmuş Hocaoğlu sevgiyle anıldı: “Ya Ergenekon olacağız, ya Endülüs”

Doç. Fizik ve siyasal ideoloji alanlarındaki çalışmalarıyla tanınan ve 2012 yılında hayatını kaybeden Prof. Dr. Durmuş Hocaoğlu, Ümraniye’de düzenlenen programla anıldı. Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, eski Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Programa Prof. Dr. Osman Sezgin, Prof. Dr. Tahsin Görgün, Prof. Dr. Okan Yeşilot, KOCAV Vakfı Lideri Dr. Ali Ürey ve çok sayıda davetli katıldı.

Durmuş Hocaoğlu’nun akademik ve insani boyutlarıyla ele alındığı programda Hocaoğlu’nun güçlü niyet dünyası vurgulandı.

Programda konuşan Prof. Dr. Tahsin Görgün, Durmuş Hocaoğlu’nun varoluşun ve insanlığın temel sorunlarını aşırıya kaçmadan sistematik ve bütünsel bir biçimde ele alan az sayıdaki aydınlarımızdan biri olduğunu söyledi.

Durmuş Hocaoğlu’nun Türkiye’deki aşırı siyasallaşmadan duyduğu rahatsızlığın altını çizen Görgün, Hocaoğlu’nun aydınları, sanatçıları ve akademisyenleri sorun çözücü olarak gördüğünü ve bunu İslam medeniyetinin birikimine dayandırdığını belirtti.

Hocaoğlu’nun niyet dünyasında her sorunun tarihsel derinliğiyle kavrandığını anlatan Görgün, “Çünkü tarihsel boyut ihmal edildiğinde hafızasını kaybetmiş bir insan gibi işlevsiz kalıyoruz. Hocaoğlu bunu iyi bilen biri olarak, Her konuyu tarihsel köklerine inerek analiz edin.” söz konusu.

Görgün, Durmuş Hocaoğlu’nun Türkiye’de laiklik tartışmalarının İslam’ın dünyayı yapılandırma yaklaşımı dikkate alındığında anlamsız olduğunu, Hocaoğlu’nun Laiklikten Ulusal Laikliğe adlı kitabında yeni bir tez ortaya koyduğunu iddia etti.

Hocaoğlu’nun son yüzyıllık tarihimizi ve ülkemize oynanan oyunları vurgulamak için sık sık “Ya Ergenekon olacağız ya da Endülüs” dediğini hatırlatan Görgün, Hocaoğlu’nun Türkiye’ye duyduğu büyük güven sayesinde bu zorlukların aşılacağına inandığını söyledi. Türk milleti.

Durmuş Hocaoğlu’nun çalışma hayatı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Okan Yeşilot, Hocaoğlu’nun değerli bir kitapla karşılaşınca çok sevindiğini, adeti gereği her gece sabaha kadar çalıştığını ancak uyuduktan sonra okula gittiğini belirtti. Sabah birkaç saatliğine Hocaoğlu’nun pek çok farklı alanda derin bilgiye sahip bir aydın olduğunu anlattım.

Doç. Osman Sezgin, Hocaoğlu’nun Türkiye’nin sorunlarına yönelik ithal analizlere asla yaklaşmadığını, kültürel kimliğimizden doğal çıkış yolları aradığını; Tüm zamanını ve yaşamını bu arayışın peşinde harcadığının altını çizerek, son iki yüz yıldır yaşadığımız entelektüel yoksulluğu ortadan kaldırmak için yoğun çaba harcadığının altını çizdi.

Hocaoğlu’nun Türkçeyi seven titiz bir ilim adamı olarak Batılı kavramların yarattığı kafa karışıklığını aşmak için kendi kelime ve kavramlarımıza başvurmanın gerektiğine inandığını belirten Sezgin, devlet ve millet birliğinin kendi sözümüzle sağlanabileceğini hatırlattı. Hocaoğlu’nun devlet ve millet birliğine hayati önem verdiğini söyledi.

KOCAV Vakfı lideri Av. Ali Ürey, Hocaoğlu’nun birliktelik yılları boyunca son derece çalışkan ve sadık bir öğretmen olduğunu, öğrencilerine çok önem verdiğini, onların gelişimlerini ciddiyetle takip ettiğini ve bu uğurda aile hayatından büyük fedakarlıklar yaptığını belirtti.

Hocaoğlu’nun en büyük sorunu Türk devletinin ve Türk milletinin bağımsızlığıdır; Ülkesine ve milletine önem verdiğini, ülkesinin sorunlarını yüreğinde hisseden çok samimi bir aydın olduğunun altını çizen Ürey, böylesine müstesna isimleri anmanın çok değerli olduğunu belirterek, etkinliği düzenleyen Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım’a teşekkür etti. .

Böylesine müstesna bir ismin anılmasına imkan tanıdığı için Başkan Yıldırım, Başkan İsmet Yıldırım’a teşekkür eden konuşmacılara çiçek takdim etti.

1948 yılında Bayburt’ta doğan Durmuş Hocaoğlu, 1974 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu.

1982 yılında mühendislik mesleğini bırakarak, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Fizik Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak göreve başladı. Bu tarihten sonra Felsefe alanında yüksek lisans ve doktorasını, Fizik alanında ise yüksek lisansını tamamlayarak doktorasını tez düzeyinde bıraktı.

1986’da “Descartes’ın Fizik Kavramı”başlıklı teziyle 1994 yılında yüksek lisans derecesini aldı. “Türk-İslam Düşünce Tarihi ve Çağdaş Fizikte Kozmos”1986 yılında Marmara Üniversitesi’nden “Tasarım” başlıklı teziyle doktora derecesini aldı. “Tekil Doğrusal Sistemler İçin Geliştirilen Bir Dönüşümün Yorumlanması Üzerine”Fizik alanında yüksek lisansını teziyle tamamladı.

KAYNAK: HABER7

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu